NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَنَّادُ
بْنُ
السَّرِيِّ
عَنْ ابْنِ
الْمُبَارَكِ
عَنْ صَالِحِ
بْنِ أَبِي
الْأَخْضَرِ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
قَالَ
عُرْوَةُ
فَحَدَّثَنِي
أُسَامَةُ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ عَهِدَ
إِلَيْهِ
فَقَالَ
أَغِرْ عَلَى
أُبْنَى
صَبَاحًا وَحَرِّقْ
Usâme (r.a.)'in haber
verdiğine göre,
Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem (vefatından önce) sabahleyin (erkenden) Ubna'ya baskın yap ve
yak" diye kendisine vasiyet etmiş.
İzah:
İbn Mâce, cihâd; Ahmed
b. Hanbel, V, 209.
"Übna"
Filistin'de Askalân ile Remle arasında bugün “Yükna” diye anûan bir yerdir.
Hz. Nebi vefatından
önce buranın halkı üzerine sabahleyin şafak sökerken baskın yapması için Hz.
Usâme'ye emir vermiştir. Bilindiği gibi, "Rasül-i zîşân efendimiz
genellikle düşman üzerine şafak söktükten ve ezan sesini bekledikten sonra
baskın yapardı."[bk. Müslim, sala; Tirmizi, siyer] Eğer o beldeden bir
ezan sesi duyarsa ora halkının müslüman olduğuna hükmederek saldırıdan
vazgeçerdi. Fakat ezan sesi duymayacak olursa, saldırıya geçer, halkın tam bir
gaflet içinde bulunduğu o vakitlerde onları kılıçtan geçirirdi. Netice
itibariyle şunu söylemek istiyoruz ki mevzumuzu teşkil eden bu hadis icabında
ani bir baskınla düşmanın yerini yurdunu tahrip etmenin caiz olduğuna delalet
etmektedir.
Hz. Nebiin, Hz.
Üsâme'yi Rumlarla savaşmak Üzere Şam taraflarına göndermesi safer ayının
bitmesine üç gün kala sah günü olmuştur. Kısa bir süre sonra Rabiülevvel
ayının onikinci pazartesi günü vefat etmiştir.[bk. Koksal Âsim, İslâm Tarihi,
XI, 8, 63.]
İmam Şa'rânî'nin
el-Mizanii'1-kübrâ'sında açıkladığına göre İmam Ebu Hanife ile îmam Malik
müslümanların savaşta ele geçirdikleri düşmana ait mallan kendi Ülkelerine
geçiremedikleri zaman tekrar düşman eline geçmemesi için imha etmelerinin,
düşmana ait hayvanları kesmelerinin eşyaları yakmalarının caiz olduğunu
söylemişlerdir, İbn Rüşd ise imam Şafiî'nin, müslümanlann ele geçirip de kendi
ülkelerine götüremedikleri malları yakmaya cevaz verdiğini İmam Malik'in ise
cevaz vermediğini söylüyor.
"Ağaç üç kısımdır.
Birincisi, düşmanın sütre olarak faydalandığı ağaç.' Bu tür ağaçların
kesilmesinin caiz olduğunda icma vardır.
İkincisi, kesilmesi
müslümanlann aleyhine olan ağaçlar. Bunların kesilmesi caiz değildir.
Üçüncüsü, kesilmesi
müslümanlara fayda da zarar da getirmeyen ağaçlar. Bu ağaçlar hakkında iki
görüş vardır:
a) Selef-i salihine göre
bu ağaçlan kesmek caiz değildir.
b) İmam Malik ile İmam
Şafiî'ye göre ise, caizdir. Bu mevzu için 2615 numaralı hadisin şerhine
bakılabilir.